Mimari kimlik yaratmak anlamında çok dersler aldık, çok yazılar okuduk ve çok araştırmalar yaptık peki ya mimari kimliksizleşme? Mimari kimlik yaratmak yaratıcılık isteyen son derece zorlu bir süreçtir. Dört duvar bir binayı alırsınız ve onu bir opera binasına veya bir tiyatro salonuna döndürürsünüz. Bunu yaparken sadece bir sahne yerleştirip izleyiciler içinde koltuklar yerleştirmezsiniz. Bu yapıyı bir kültür binasına dönüştürürsünüz.

Şehirlerde aynen böyle oluşur. Yada en azından böyle oluşurdu diyebiliriz. Yılların birikmiş kültürel alışkanlıkları, zevkleri ve hayat biçimi şehirlerdeki mimari olguları oluşturur, binalara şekil verir, parkları, bahçeleri ve yolları düzenlerlerdi. Şimdi küreselleşen kültür beraberinde küresel mimariyi de getirdi. Küreselleşen kültür kavramına birazdan değineceğim ancak öncelikle olayı büyütüp büyütmediğime bir bakalım.

Aşağıda bazı fotoğraflar paylaşacağım bunlar sadece bir kaç yüz yıl önce yapılmış yapıların fotoğrafları. Bu fotoğraflara baktığınızda bölgelerini tahmin etmeye çalışmanızı rica ediyorum. Fotoğrafların altında numaraları olacak ve cevapları aşağıdaki paragrafta bu numaralar üzerinden vereceğim.

Geleneksel Mimari Örnekleri

Birinci kültürel binamız Çin’den ikincisi Hindistan’dan ve üçüncüsü ise Türkiye’den. Biraz mimari tarih kültürü olan birisinin bile kolaylıkla bu sorulara cevap vermesi mümkün. Yapıların çatılarından pencere yapılarına kadar kültürlerini belirten ne kadar çok farklı mimari unsur var değil mi? Ya şimdi birde şu anki şehirleri bir kıyaslayalım.

Modern Zaman Binaları

Örnek fotoğraf bile paylaşmaya gerek kalmayacak bir örnek veriyim. Gözünüzü kapatın ve yaşadığınız şehirdeki plazaları hayal edin. Şimdi Tokyo’dakileri sonra New York sonra da Paris plazalarını hayal edin. Fark bulabildiniz mi? Görmediğiniz bir şehirdeki plazalar bile yaşadığınız şehirdekiler ile aynı çünkü bütün dünyadaki plazalar aynı.

Yeni yapılan konut binalarını düşünün. Onları diğer şehirlerden veya ülkelerden ayırt eden bir özellik bulabiliyor musunuz? Bulunması biraz zor değil mi. İşte küreselleşen kültürden kastımda tam olarak bu artık her şey birbirine benzemeye başladı. Kültürler, kıyafetler, binalar ve hatta diller bile.

Küreselleşen Kültür

İnternetin gelişmesiyle başlayan kültürel paylaşımlar çığ gibi büyüdü. Artık neredeyse yerli yapım yayınları izlemiyoruz bile. İşler böyle olunca kültürel paylaşımlarda o kadar artıyor ki bütün kültürler, bütün zevkler, bütün alışkanlıklar aynı olmaya başlıyor.

Sadece izlediklerimiz ve okuduklarımız değil tabi ki. İçtiğimiz kahvelerden yediğimiz hamburgerlere kadar artık aynı. Giydiğimiz kıyafetler kullandığımız telefonlar aynı. Her şey bu kadar aynı olunca kültürde küreselleşmeye başlıyor. Küreselleşen kültür beraberinde mimari yapıların birbirine benzemesini de getirdi.